Donuk Omuz (Frozen Shoulder, Omuz Periartriti)

donuk omuz, donuk omuz tedavisi, donuk omuz nedir , donuk omuz fizik tedavi

Donuk Omuz , omuzun hareketsiz hale gelmesidir. Kesin sebebi belli değildir. Çeşitli sebeplerle ağrı, omuz hareketlerinde kısıtlılık ile başlayıp zamanla omuzun hareket edememe durumudur.

Kolumuzu başımızın üstüne kaldıramayız, sırtımıza götüremeyiz, elbise giymekte zorlanırız ve omuz hareketleri ağrılıdır. Omuz eklemi dışında vücudumuzun başka bir bölgesinde görülmez.

Donuk Omuz Sebepleri Nelerdir?

Omuz bölgesinde yumuşak doku lezyonları, tendinitler, bursitler, şeker hastalığı, kalp krizi, boyun fıtığı ve kireçlenmeleri, kırık, omuz çıkığı, travmalar, omuzun uzun süre hareketsiz kalması başlıca sebepleridir, fakat bunların dışında çok farklı sebeplerle de gelişebilir.

Omuz eklemi etrafındaki kapsülün ve çevresindeki dokuların elastik özelliğini kaybedip kalınlaşması ve sertleşmesidir. Ağrıdan dolayı omuz daha az hareket ettiğinden zamanla sertleşme ilerler ve omuz eklemi hareket edemez hale gelir. Basit zedelenmeleri takibende başlayabilir.

Bu durumun kireçlenme ile ilişkisi yoktur fakat olabilecek diğer hastalıklara karşı araştırılmalıdır. Boyun bölgesinde fıtık ve kireçlenme gibi omuz çevresindeki sinirlere baskı hastalıklarda sık görülür.

Şeker hastalıklarda sık görülür ve tedavisi daha zordur. Yine ağrı eşiği düşük hassas kişilerde daha sık görülür. Çoğu zaman bir sebebe bağlı değildir.

Donuk Omuz Rahatsızlığı Nasıl Seyreder?

Hastalık 3 dönemden oluşur.

Kimlerde ve Nasıl Görülür?

Donuk Omuz Tedavisi

Hastalığın dönemine göre tedavi farklılık gösterir. Hastalık zaman içinde düzelme eğilimindedir, tedavi bu süreci kısaltmak amacını taşır. Bir defa tedavi edildikten sonra omuz hareket açıklığı korunmalıdır.

Uzun tedavilere rağmen hastalık iyileşmezse cerrahi müdahale de gerekebilir. Cerrahi müdahale yapılsa bile uzun süreli rehabilitasyon programları uygulanmalıdır.

Biz kliniğimizde klasik egzersiz programlarının yanı sıra omuz çevresi kaslara Kuru İğne (İMS), eklem içine yüksek volümlü enjeksiyon, proloterapi ve kendi geliştirdiğimiz cihazla vibrasyonla omuz eklemini açma tedavisi uyguluyoruz.

Tedavi ne kadar başarılı olursa olsun bazı hastalarda kısmi hareket kaybı devam edebilir.

Sağlıklı günler dileriz...

Diğer Faaliyet Alanlarımız

Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi

Bel Ağrıları

Bel ağrıları en sık karşılaşılan ağrı sebebidir. Erişkinlerin %80'i ömürlerinin bir döneminde en az bir kez bel bölgesinde ağrıdan yakınmaktadır. Bel ağrıları şiddetli ya da uzun süreli olduğu zaman kişilerin hayat kalitelerini belirgin şekilde azaltmaktadır. İş gücü kayıplarının en önemli sebeplerinden biri bel ağrılarıdır.

Bel ağrıları Hangi Durumlarda Oluşurlar?

Bel ağrıları kaslar, bağlar gibi yumuşak dokuların zorlanması gibi basit ve geçici sebeplere bağlı olabileceği gibi,

Omurlar ve disklerin hastalıkları gibi daha önemli ve tedavi gerektiren sebeplerden de kaynaklanabilir. Yada nadir de olsa tümör, enfeksiyon, kırık gibi çok daha ciddi ve hayatı tehdit edici sebepleri olabilir.

Bel ağrılarının önemli bir kısmında ağrının sebebi bulunamaz. Çok sık görülen ve sadece bel ağrısı olarak isimlendirebileceğimiz bu tür ağrılar hemen daima 4-8 hafta içinde kendiliğinden ya da basit tedaviler ile iyileşirler.

Bu sebeple erken dönemdeki bel ağrılarında ciddi bir rahatsızlık düşünülmüyorsa ileri tetkiklere ve görüntüleme yöntemlerine gerek yoktur.

Bel ağrılarının çok küçük bir kısmı iltihabi romatizmal hastalıklara, bazı infeksiyon hastalıklarına, karın içerisindeki organların hastalıklarına ya da tümörlere bağlı olabilir.

Bel ağrılarının büyük çoğunluğu mekanik olarak adlandırılan bel çevresi yapıların zorlanması, bel fıtıkları, omurların kaymaları ya da doğumsal bazı omurga sorunlarına bağlı sebeplerden kaynaklanır.

Fıtıklar, kireçlenmeler, kaymalar, kanal darlıkları pratikte en sık karşılaşılan ve tedavide büyük ölçüde zorluklarla karşılaşılan bel ağrısı sebepleridir.
İleri tetkik ve tedavi gerektiren bel ağrısı sebepleri şöyle sıralanabilir;

Günümüzde bel bölgesini ayrıntılı olarak görüntüleyebilen bilgisayarlı tomografi (BT) ya da manyetik rezonans (MR) gibi inceleme yöntemleri bulunmasına karşın,

bel ağrısı olan hastaların büyük çoğunluğunda erken dönemde bu tetkikleri istemenin bir faydası olmamakta, hatta yanıltıcı sonuçlar alınabilmektedir. Hiç bel ağrısı olmayan sağlıklı insanların yarıya yakınında MR ile bel fıtığı şeklinde bozuklukların saptanabileceği ama bunların hiçbir şikayete sebep olmayabileceği bilinmektedir.

Bel ağrıları Tedavi Edilebilir mi?

Bel ağrılarının sebebi ne olursa olsun bu ağrıyı hafifletmek ya da önlemek mümkündür.

Bel ağrılarına yol açan sebepler belirlendikten sonra sebebe yönelik girişimler dışında günlük yaşamda belin nasıl kullanılacağının öğrenilmesi tedavinin ve ileriye yönelik korumanın en önemli ögesini oluşturur. Ağrının şiddetli olduğu dönemde ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar yarar sağlayabilir. Zannedilenin aksine, ağrı sebebi ile hareketi kısıtlamak ve uzun süre istirahat etmek ağrının uzamasına sebep olabilmektedir. Bu sebeple, omurga kırıkları ya da sinir basısı gibi ciddi sorunlar dışında birkaç günü aşan yatak istirahati önerilmemekte ve hastaların bir an önce aktif yaşama dönmeleri tercih edilmektedir.

Bel ağrılarının çok sık tekrarlayabildiği göz önüne alındığında asıl tedaviyi belin doğru kullanılmasının öğrenilmesi ve düzenli egzersiz yapılması oluşturmaktadır. Ailevi ve mesleki mutsuzluğun çok sık görülen bir bel ağrısı sebebi olduğu ve özellikle ağrının sürekliliğine yol açtığı da unutulmamalıdır.

Bel Bölgesinin Yapısal Özellikleri Nelerdir?

Bel omurgasının en önemli görevleri vücut yükünü taşımak, esnekliğini sağlamak ve omurilik ve devamı olan sinir sistemine yataklık etmektir. Bu görevlerin yerine getirilmesi için sağlıklı omurlar ve disklerin yanı sıra güçlü kaslara da ihtiyaç vardır. Başta bel, karın, kalça olmak üzere, bel çevresi kasların güçlü olması bu bölgeye daha az yük binmesine ve daha az zorlanmasına yol açacaktır.

Bel bölgesi düz olmayıp, arkaya bakan bir açıklığı bulunmaktadır. Bu açıklığa lordoz yada bel çukurluğu adı verilir. Bu çukurluğun artması omurganın arka grup eklemlerine daha çok yük binmesine sebep olur, azalması ise disklere binen yükü artırır. Bel çukurluğunun normal olması omurlar, diskler ve çevre yapıları zedelenmeye karşı koruyucu etki yapar.

Diskler omurları birbirinden ayıran ve üzerine binen yükü emen yumuşak kıvamlı yastıkçıklardır. Her birinin çekirdek bölümü jel kıvamında olup, daha kalın liflerden oluşan bir dış halka ile sarılmıştır. Disk çekirdeğinin içindeki sıvı, omurların diskler üzerinde öne ve arkaya kaymasını, bu şekilde bel omurgasının eğilmesini ve hareket etmesini sağlar.

Bel ağrısı şikayeti olan hastaların çok büyük bir kısmında, yukarıda belirtilen yapılardan hangisi ya da hangilerinin ağrının sebebi olduğunu söylemek mümkün değildir. Çok az sayıda hastada, disklerin yırtılması ile ortadaki çekirdeğin dışarı doğru fıtıklaşıp baskı yapması (bel fıtığı) veya omurlar arası eklemlerin kireçlenmesi sonucu sinirlerin ya da omurganın sıkışmasının bel ağrısına yol açtığı söylenebilir.

Belin Doğru Kullanılması ve Güçlendirilmesi

Günlük yaşantıda uyuma, ayakta durma, oturma, eğilme, dönme gibi çok tekrarlanan hareketlerin doğru yapılması ve bunların alışkanlık haline getirilmesi bel bölgesini etkileyen zorlanmaları büyük oranda azaltacaktır.

Kötü pozisyonda durmak, bel oyuğunun normal açısını bozarak ağrıya yol açabilir. Öne eğilmek disklerin dış halkasına fazla basınç yaparken, geriye doğru beli esnetmek omurganın arkasında bulunan küçük eklemlerde baskıya ve ağrıya sebep olur. Bu durum bel kaslarında "spazm" olarak adlandırılan aşırı gerginliğe yol açarak, ağrının daha da artması ile sonuçlanır.

Bel çevresi kaslarının güçlendirilmesi ve bu kaslara esneklik kazandırılması bel çukurunun normal açısının korunmasını, omurlar ve diskler üzerine binen vücut yükünün kaslara aktarılmasını sağlar. Bu egzersizlerin etkili olabilmeleri için doktorunuzun önerdiği şekil ve sürede yapılmaları gerekir.

Sağlıklı günler dileriz...

Diğer Faaliyet Alanlarımız

Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi

En Sık Görülen Baş Ağrısı Türleri

En Sık Görülen Baş Ağrısı Türleri aşağıdaki gibi sayılabilir.

Sadece baş ağrısı değil, bir hastalıktır. Zonklayıcı baş ağrısı; ışık, ses ve koku hassasiyeti; bulantı ve kusma olur. Orta ve ağır şiddetli ağrıları vardır. Stres, hormonal durum, hava ve uyku değişimleri, bazı yiyecekler atağı başlatabilir. Genetik yatkınlık vardır. Kadınlarda daha sık görülür. Üreme döneminde sık olmakla birlikte her yaşta görülebilir

Toplumun %90’ı hayatlarının bir döneminde gerilim tipi baş ağrısı çekmektedir. Başta ağırlık, sıkışma, basınç hissi vardır. Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, boyun ense ağrısı vardır. Ağrı hafif – orta (günlük yaşamı sürdürmeyi engellemez) seviyededir. Kötü duruş, stres, iş baskısı, günlük hayatın sorunları, sosyal ve ekonomik sıkıntılar en önemli sebeplerdir. Sıklıkla başın alın bölgesinde ensede sıkıştırma gerginlik uyuşma basınç şeklinde tarif edilir. Günün herhangi bir zamanında başlayabilir ancak akşam saatlerinde daha sık ortaya çıkan baş ağrısıdır. Stres, kaygı, yoğun iş temposu, uzun süre bilgisayar başında kalma, yoğun ders çalışma gibi durumlar ağrıyı tetikler. Bu ağrı kısa süreli birkaç saat ve bir iki gün sürebilir bazen günlerce sürebilir.

Migrenle karıştırılır. Migrenlilerin yarısı sinüzit olduğunu düşünür.Göz ve burun çevresinde ağrı, tıkalı burun olur. Ateş eşlik edebilir.

Fibromiyalji

Özellikle genç erkeklerde görülür. Tipik özellikleri vardır.Tek taraf göz ve şakakta çok şiddetli ağrı olur. Ani başlayıp biter. Çoğunlukla yılın 1-2 ayı, günün aynı saatlerinde tekrarlayan, 1 saat kadar süren ritmik ağrılardır. Terleme ve yerinde duramama tipiktir. Küme baş ağrısı daha az sıklıkta görülen birçok ağrı kesiciye yanıtsız bir baş ağrısı çeşididir. En belirgin özelliği kişinin ağrısının yılın belirli dönemlerinde hep aynı saate aynı sürede ve aynı şekilde ortay çıkması, ağrı göz çevresinde gözün arakasında oyucu bir ağrı ve çok şiddetlidir, bu baş ağrısı ile birlikte kişinin göz kapağında şişme, gözünde kızarma, yaşarma, burunda akma görülür

Baş ağrısı ön planda değildir. Sadece karın ağrısı, bulantı ve kusma ataklarıyla seyredebilir.Hassas, çekingen çocuklarda ılımlı baş ağrısı, karın ağrısı, kusma atakları, araba tutması, gaz ve kolik olabilir.

Adet kanaması öncesi- ortası -sonrası ataklar görülür.Tipik migren ağrıları ve şişkinlik, sinirlilik, karın ağrısı olur.

Ayda 15 günden fazla süren baş ağrılarıdır. Tüm ya da yarım baş ağrısı, boyun-sırt ağrıları olur. Yorgunluk, depresyon, mutsuzluk vardır.

Ağrı daha çok boyunun üst tarafındadır. Omuz başlarını etkileyebilir, çene ve alın gibi başın diğer bölgelerine yayılabilir. Dinlenmekle kısmen geçer. Boyna sıcak havlu konulması ya da masaj ağrıyı hafifletebilir. Ağrı; ensede, şakaklarda, alında ya da göz kürelerinin arkasında hissedilebilir. Tek taraflı ya da iki taraflı olabilir. Ağrı boyun hareketleri ve uzun süre boynun eğik tutulması (bilgisayar kullanma, el işi, yazı yazmak) ile artar.

Baş ağrısının altında ciddi olabilecek birçok neden olabilir. Beyin tümörleri yavaş ve sinsi şeklinde büyüdükleri için kişinin yavaş başlayıp günler aylar içinde giderek aratan baş ağrısı ortaya çıkabilir, baş ağrı sabahları belirgindir ve bulantı kusmada eşlik edebilir. Ateş, bulantı, kusma davranış ve kişilik değişikliği ile birlikte olan baş ağrılarında menenjit dediğimiz beyin zarlarının iltihabı ile ensefalit dediğimiz beyin iltihabı olabileceği akılda tutulmalıdır.

Sağlıklı günler dileriz...

Diğer Faaliyet Alanlarımız

Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi

Baş Ağrısı Sebepleri

Baş ağrısı sebepleri yüzlercedir. Baş ağrısının sebebinin bilinmesi tedavinin doğru olarak yönlendirilmesi için önemli olmakla birlikte çoğu zaman gerçek sebebi bulmak mümkün olmayabilir. Çoğu baş ağrısı ciddi bir hastalığın sonucu değildir, ancak bazen baş ağrıları ciddi ölümcül olabilen hastalıkların bir belirtisidir.

Baş Ağrısı Çeşitleri

Baş ağrıları genellikle nedenlere göre sınıflandırılır;

Birincil baş ağrıları

Birincil baş ağrıları, kafanızdaki ağrıya duyarlı yapıların aşırı aktif olması veya bu yapılardaki problemlerden kaynaklanır. Birincil baş ağrısı altta yatan bir hastalığın belirtisi değildir. Birincil baş ağrıları bir hastalığın belirtisi değil kendisi bir hastalıktır.

Beyindeki kimyasal aktiviteler, kafanızı saran sinirler, kan damarları, baş çevresi ve boyun kasları (veya bu faktörlerin bir kombinasyonu) primer baş ağrısında rol oynayabilen yapılardır. Bu tip ağrıların bazılarında genetik faktörlerin, cinsiyetin, hormonal faktörlerin, iklimsel değişikliklerin de rolü vardır.

En sık görülen primer baş ağrıları:

İkincil baş ağrıları;

İkincil bir baş ağrısı, başın ağrıya duyarlı sinirlerini harekete geçirebilen bir hastalığın belirtisidir.

İkincil baş ağrısına sebep olan pek çok durum ve hastalık vardır, bunların bazıları önemsiz sebeplerdir, bazıları ciddi bir hastalığın habercisi olabilir;
İkincil baş ağrılarının olası nedenleri arasında şunlar vardır:

Sağlıklı günler dileriz...

Diğer Faaliyet Alanlarımız

Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi

Kuru İğne, İntramüsküler Stimülasyon (IMS)

Kuru İğne İntramüsküler Stimülasyon (IMS); Kas-iskelet sistemi ağrılarının en önemli sebebi kas spazmıdır. Kas spazmı birçok ağrı sendromu olarak kendini gösterir.
Bunlar;

Kaslardaki ağrılı spazmlar kaslara ve tendonlara, eklem aralığını daraltarak eklemlere binen yükü artırır. Disklere baskı yaparak fıtıklaşmalara, ağrılı omurga sendromlarına yol açar. Spazm damarsal yapıları da sıkıştırarak ekstremitelerde soğukluk, üşüme, ağrı, ödem gibi belirtilere yol açar. Ayrıca sinirlere olan baskılar sonucu siyatalji (bacak ağrısı), brakialji (kol ağrısı) gibi radikülopatiler oluşturur.

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS) Nerelerde Kullanılır?

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS) ağrılı kas spazmlarının tedavisinde kullanılan önemli bir tedavi metodudur. Kuru iğneleme metodu olarakta adlandırılır.
Kuru İğne, İMS çeşitli uzunluklardaki çok ince iğnelerin spazm olan kaslara batırılarak spazmın çözülmesi esasına dayanır.
Kuru İğne, İMS; tek başına bir çok ağrılı hastalığı tedavi etmede yeterlidir.
Kuru İğne, İMS; ilaç tedavisi, fizik tedavi, kaplıca tedavileri, kinezyoterapi (hastalıkların egzersizle tedavisi) gibi tedavi metodları ile kombine edilebilir.

Miyofasial ağrı sendromu (MAS) sebebi bilinmeksizin herhangi bir bölgesel kas-iskelet sistemi ağrısını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kaslar ve onunla ilişkili yumuşak dokularda ağrı, hareket kısıtlığı, hassasiyet gibi belirtiler vardır.
Miyofasial ağrıların en önemli sebepleri travmalar, duruş bozuklukları, tekrarlayan hareketler, stres, aşırı kullanım, doğumsal bozukluklar vs.

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS)

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS)

Miyofasiyal Ağrılarının Tanısı Nasıl Konur?

Miyofasial ağrılarının tanısı için herhangi bir test, röntgen, laboratuar bulgusu yoktur. Teşhis genellikle hastanın ifadesine ve hekimin muayenesine göre konulur.
Bel ve boyun ağrıları gibi ağrı sendromları ile hekime başvuran birçok hastada tomografi, MRI gibi ileri görüntüleme yöntemlerinde görülen patolojik değişiklikler ağrının gerçek sebebi olmayabilir.

Miyofasial ağrılarda tedavi oldukça zordur. Sebebi ortaya çıkarmak her zaman kolay değildir. İlaçlar genellikle çok az işe yarar. Kaplıca ve fizik tedavi vs. kısmen fayda sağlar. Egzersizler çok önemli olmakla birlikte, hastaların bu egzersizleri düzenli yaptığını söylemek çoğu zaman mümkün değildir.

Miyofasial ağrı sendromlu hastalarda, spazm olur. Spazm olan kaslar kısalır ve kalınlaşır, aynı zamanda kas içindeki mikrosirkülasyon (dolaşım) bozularak kas iskemisi (oksijensizlik) oluşturur. Kaslarda dokunmaya, sıkmaya ve hareketlere karşı bir hassasiyet vardır.

Ayrıca; kasılan kas tendonları ve tendon yapışma yerlerini (enthesis) gererek, tendopati ve entesopatiye yol açar. Olay kronikleştikçe eklemlerde yozlaşmalar, disk yıpranmaları, tendinitler, nöropati (sinir harabiyeti) gibi patolojiler ortaya çıkar.

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS) Kim Tarafından Geliştirilmiştir?

Kuru İğne IMS; ABD li DrGunn tarafından geliştirilmiş bir ağrı tedavi metodudur.

Kuru İğne IMS de kasılmış ve kısalmış kasa bir iğne batırılarak bu spazm çözülmeye çalışılır. Bir kasta çoğu zaman çok sayıda ağrılı kasılmış kas demetleri olduğundan çoğu kez, çok sayıda iğneleme yapmak gerekir.

Tekrarlayan veya kronikleşmiş ağrıda spazmla birlikte fibroz doku gelişimi de varsa iğne sayısının ve iğneleme sıklığının arttırılması gerekir. Ancak fibrotik kaslarda olumlu sonuç her zaman mümkün değildir.

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS) bir akupunktur yöntemi midir?

IMS ile akupunkturun benzerliği, ikisinde de iğne kullanılmasıdır.
Akupunkturda iğne belli noktalara yapılır ve 20dk kadar beklenir. IMS de ise iğne spazm olan ve olması muhtemel kaslara yapılır ve hemen çıkarılır. Etkisini hemen gösterir.
İMS’de iğne nöroanatomik yapıya göre çeşitli doku derinliklerine yapılır. Kronik kas iskelet sistemi bozuklukları ve bu bozukluklara bağlı ağrıların tedavisinde İMS oldukça etkili bir yöntemdir.

Kuru İğne, İntramusküler stimülasyon (IMS) Uygulama hangi aralıklarla yapılmalıdır?

Genellikle haftada 1 veya 2 defa, 6-10 seans arasında yapılır. İMS ağrılı bir yöntem olmasına rağmen sonuçlar oldukça iyidir.

Sağlıklı günler dileriz...

Diğer Faaliyet Alanlarımız

Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi

Kuru İğne (IMS) Nedir?

Kuru İğne (İMS) bir akupunktur değildir. Ağrı tedavisinde akupunkturdan daha etkilidir.

Kuru İğne ims Tedavisini Kim Bulmuştur?

Kuru iğne IMS tedavisini ; Kanada’da yaşayan Malezya asıllı Dr. Gunn tarafından geliştirilmiş bir ağrı tedavi metodudur. (About Dr.Chan Gunn) Prof.Dr.Turan Uslu IMS (Kuru İğne Tedavisi) yöntemini Türkiye’de ilk uygulayan kişidir ve bu konuda çeşitli eğitimler vererek ilgili bir çok sağlık personelinin yetişmesine katkıda bulunmuştur.

Kuru İğne ims Nasıl Etki Eder?

Kronik ağrılı hastalarda masaj, kaplıca, fizyoterapi (Fizik Tedavi) gibi yöntemler de işe yarar, ancak bunların iyiliği kısa sürer ve şikâyetler yeniden başlar. Kronik ağrılı pek çok hastada ağrıyı üreten en önemli sebep kaslardaki hasardır. Kaslar kısalır, sertleşir, kalınlaşır ve dolaşımı bozulur. Kaslarda bazı toksik maddeler birikir, kas iyi bir şekilde kasılamaz ve kemikleri, sinirleri sıkıştırır.

Bu istenmeyen durum bazen haftalar, aylar, yıllarca devam eder. Fizik tedavi, masaj, ilaçlar, kaplıcalar hastanın problemine kısmen yardımcı olur. Ancak bu ağrıların iyileşmesi kısa sürer.

Kuru İğne (İMS) de ise kas spazmı tamamen çözülür kas canlılığını yeniden kazanır, eklem hareket açıklığı artar, kuvvet düzelir.

Seans sayısı ilerledikçe hastanın iyiliği artar. Kasta bir travma yada zedelenme varsa ve bu zedelenme yeterince büyükse, ağrı sinyalleri sempatik gangliyon yoluyla primer afferent nosiseptör refleksi (H) aktifleştirir.

Bu durumda ağrı sakinleşeceği yerde daha da artar, bu mekanizmaya refleks ark adı verilir..

Refleks ark orijinal ağrının daha artmasına ve kronikleşmesine sebep olan bir mekanizmadır. Aynı zamanda kaslar hareket emrini veren motor sinirler sıkışır ve kaslar sürekli kasılı kalırsa, bazen refleks ark yıllar hatta 10 yıllar boyunca devam eder.

Kasılmış ve kısalmış kaslar yozlaşırlar ve içlerinde tetik nokta adı verilen nodüller oluşur, Kaslar lifleri kalınlaşır ve sertleşir, esneme kabiliyetini kaybeder. Dolaşın bozukluğundan dolayı buradaki metabolitler (artık maddeler) kası daha ağrılı ve sert hale getirir.

Zamanla kas liflerinin bir kısmı canlılığını kaybeder ve patolojik bir nedbe dokusu oluşur, ağrı devam eder.

Kuru İğne Tedavisi Nedir YOUTUBE video linki için Tıklayın

Kuru İğne ims Tedavisi Hangi Hastalıkların Tedavisinde Uygulanmaktadır ?

Kuru İğne İms Tedavisi Kaç Seans Uygulanmaktadır  ?

İMS tedavisi yani kuru iğne tedavisinde seanslar hastalığa ve hastanın gidip gelme imkânına göre belirlenir. Haftada 1 veya 2 seans uygulamak en uygun olanıdır. Daha önce geçirilmiş bir cerrahi müdahale varsa yada ağrı çok kronikse seans araları daha sık ve seans sayısı fazla tutulmalıdır. İyileşmenin hızı hastalığın kronikliğine, yaygınlığına, ağrının şiddetine, daha önce operasyon geçirip geçirmemesine, nöropati olup olmamasına göre değişir. Seans sayısı 6-10 arasında değişmelidir. Bazen bu süre 15 seansa kadar çıkabilir. Hastalığın geçici alevlenmelerinde tek seanslık bir tekrar yeterli olabilir.

Kuru İğne ims Acıtır mı  ? İMS Ağrılı Bir Yöntem midir ?

Kuru İğne İMS tedavisinde kullanılan iğneler normal enjeksiyonda kullanılan mandrenli iğneler gibi değildir;

Son derece incedir. Deriyi geçerken acıyı en aza indirmek için bir kılavuz kullanılarak iğnenin hızlı batması sağlanabilir. Ayak tabanı, el gibi küçük kasların bulunduğu bölgelerde ağrı mümkündür, ancak diğer kaslara yapılan stimülasyonlar genellikle iyi tolere edilir. Eğer kaslar normalse genellikle ağrı duyulmaz.

Kas süpersensitif, aşırı kısalmışsa yani ciddi olarak problemli ise bir miktar ağrı duyulabilir. İğne ilk batırıldığında spazmlı kas tarafında sıkıca kavranır ve bu esnada özel bir ağrı duyulur. Kas kendini bırakınca ciddi bir rahatlama olur. Bazı hastalar ilk birkaç seansta uzun süren ağrılardan bahsederler, seans süresi arttıkça bu ağrılar kaybolur.

Kuru İğne ims Tedavisi Bilimsel Olarak İspatlanmış Bir Tedavi midir ?

Evet. Bu konuda yapılmış pek çok bilimsel çalışma vardır. Kasılmış kaslar ve tetik noktalarla ilgili pek çok tedavi metodu vardır. Bunlar özel solüsyon enjeksiyonları, steroid enjeksiyonları, bazı vitaminler, botoks, lidokain, histamin vs. bunların çoğunun az veya çok etkisi vardır, ama bir kısmının ciddi yan etkileri de vardır. Ve tedavi edici etkinlikleri daha kısa sürelidir. Biz de zaman zaman diğer tedavileri kullanmakla birlikte, daha çok güvendiğimiz ve yan etkisi daha az olan İMS tedavisi (kuru iğne) yöntemini tercih ediyoruz.

Kuru İğne ims  Tedavisi Akupunktur Yöntemimidir ?

İMS ya da kuru iğne tedavisi bir akupunktur yöntemi değildir. Akupunkturda vücutta meridyenler ve meridyenlerle ilişkili noktalar vardır. İğne bu noktalara uygulanır ve 20
dakika kadar kalır. Kuru İğne İMS tedavisinde normal fizik muayene ve bu muayenenin sonucunda yapılan teşhis önemlidir. İMS de iğnenin batırılacağı yer nöroanatomik teoriye göredir. Örneğin kola vuran ağrıda, bu ağrıyı oluşturan sinirin sıkıştığı alanı genişletmek için sinir kökü çevresindeki kaslara (kısalmış boyun kasları) tedavi uygulanır.

Spinal refleksler ve golgi tendon organı yoluyla kasın gevşemesi sağlanır. Bu şekilde kas uzar, daha canlı, esnek bir hal alır, kas kuvveti artar. İMS kas iskelet sistemi ağrılarının tedavilerinde akupunkturdan çok daha etkilidir.

Kuru İğne ims Tedavisi İle Akupunktur Arasında ki Farklar ?

Kuru İğne tedavisi (İms Tedavisi) İle Akupunktur Arasında ki Farklar ? İMS ya da kuru iğne tedavisi bir akupunktur yöntemi değildir. Akupunkturda vücutta meridyenler ve meridyenlerle ilişkili noktalar vardır. İğne bu noktalara uygulanır ve 20 dakika kadar kalır. İMS tedavisinde normal fizik muayene ve bu muayenenin sonucunda yapılan teşhis önemlidir. İMS de iğnenin batırılacağı yer nöroanatomik teoriye göredir. Örneğin kola vuran ağrıda, bu ağrıyı oluşturan sinirin sıkıştığı alanı genişletmek için sinir kökü çevresindeki kaslara (kısalmış boyun kasları) tedavi uygulanır.

Spinal refleksler ve golgi tendon organı yoluyla kasın gevşemesi sağlanır. Bu şekilde kas uzar, daha canlı, esnek bir hal alır, kas kuvveti artar. Kuru iğne İMS kas iskelet sistemi ağrılarının tedavilerinde akupunkturdan çok daha etkilidir.

Kuru İğne ims Tedavisi Yan Etkileri ?

İMS ya da kuru iğne tedavisi genellikle çok iyi tolere edilir. İğnenin batırıldığı yerde çok çabuk geçen ve ilaç kullanmayı gerektirmeyen bir ağrı olabilir. Çok nadiren pnömotoraks gelişebilir. Aspirin ve diğer pıhtılaşma önleyici ilaç kullananlarda cilt altı kanamaları olabilir, ancak genellikle tedaviyi sonlandırmayı gerektirmez. İMS tedavisinin en ciddi yan etkisi pnömötorakstır ve acilen tedavi edilmelidir. Çok nadiren boyun bölgesine uygulanan tedavilerde tansiyon düşüklükleri olabilir. Birkaç dakikalık dinlenme ile geçer.

Kuru İğne ims Tedavisi (IMS) Başka Nerelerde Kullanılır ?

Kuru iğne İMS nin ağrılı sendromların dışında da birçok kullanım alanı vardır. Kuru iğne (ims tedavisi) çilt kırışıklıkları ve ciltte oluşmuş mikro çukurlukların tedavisinde kullanılabilir. Hemiplejik hastaların omuz ve kalça sendromlarının tedavisinde rehabilitasyona olumlu katkısı olur. Nöropatilerin tedavisinde kısmen etkilidir. Eklem kontraktürlerinin tedavisinde, eklem hareket açıklığının artmasına yardımcı olur.

Kuru İğne ims Tedavisi (IMS) Tedavisi Spor Yaralanmasında Kullanılabilir mi?

Kuru İğne tedavisi (İMS) spor yaralanmalarında tek başına ya da diğer tedavilerle ile birlikte başarı ile kullanılmaktadır.

Kuru İğne ims Tedavisinde Başarısızlık ?

Kuru İğne (ims) Tedavisinde Başarısızlık  ,Altta cerrahiyi gerektirecek kadar belirgin organik patolojiler varsa İMS kuru iğne tedavisi işe yaramaz ya da daha az sonuç verir. Hastalık ne kadar kronikse seans sayısı o kadar uzun olmalıdır. Sinir kökü tutulumu ne kadar ağır ve uzun süreli ise tedaviye cevap o kadar azdır ve geçtir. Vücudun birçok bölgesinde olan patolojilerin tedavisi çok fazla zaman ve dikkat gerektirdiğinden genellikle daha az başarılıdır. Kilolu hastalarda cevap iyi olmayabilir. Diyabet gibi hastalıklar tedaviye cevap alınmasını olumsuz etkiler.

Tedavi süresi daha uzundur. Devam eden anksiyete ve depresyon gibi psikolojik bozukluklar cevap alınmasını etkiler. Tecrübeli olmayan ellerde yapılan tedaviler iyi sonuç vermeyebilir. Ayrıca hastalıklı bölge ile ilgili germe egzersizleri, günlük yaşam aktivitelerinde değişiklikler, ev egzersiz programları, çalışma ve dinlenme periyotlarının ayarlanması tedavinin başarılı olması için gereklidir.

Kuru İğne ims Tedavisi Migren

Migrenin ağrısını tümüyle tedavi etmek mümkün olamasa bile şikayetlerinizi büyük ölçüde ortadan kaldırılabilir, biz kliniğimizde migren hastalarına yönelik ilaç tedavilerinin yanında Kuru İğne Tedavisi İMS, akupunktur, biofeedback, RF diatermi, diğer fizik tedavi uygulamaları bazen BTX enjeksiyonları gibi tedavileri uygulamaktayız.

Migrenle ilgili uygulanan bir çok tedavi yöntemi vardır.

Kuru İğne ims ile Baş Ağrısı Tedavisi 

Kuru İğne ile Baş Ağrısı Tedavisi, Baş ağrısı toplumda en sık görülen ağrı şikâyetlerinin başında gelir. Bu ağrılar birçok sebepten kaynaklanır. En yaygın baş ağrısı nedenlerinden biri de postürümüzle ilgilidir.

İyi bir duruşa sahip değilseniz, kendinizi sık sık baş ağrısı ile uğraşırken bulabilirsiniz. Yanlış postür nedeniyle boyun kaslarınızda kasılma oluşur. Sonuçta boynunuzdaki ve etrafınızdaki kasılıp kısalmış kaslar baş ağrısına neden olabilir.

Birçoğumuzda omuz ve boyun kaslarının etrafında gerginlik eğilimi vardır. Bu durum, günlük hayatımızda birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Aşağıda enyaygın olanlar bulunmaktadır.

Boyun kaslarında oluşan kısalma, kafatasının tabanındaki ve boynundaki çekilme, ağrının kafanıza uzanmasına neden olur. Ağrı, kafanızın etrafındaki farklı yerlerde görülebilir. Çoğumuz baş ağrılarımız için ilaç tedavisi uygularız.

Genellikle ilaç geçici bir rahatlama sağlar, ancak belirtilerin altta yatan nedenini tedavi etmez. Daha güçlü ilaç, baş ağrısı için ilaca bağımlığa neden yol açabilir. Aynı zamanda uzun süreli ağrı kesici kullanımı bu ilaçların yan etkilerini ortaya çıkmasına neden olur.

Ağrı kesiciler, mide ve bağırsak dışında, ince ve kalın bağırsakta da kanamalara, ayrıca, karaciğerde toksik etkilere ve böbreklerde de hasara neden olabilir.

Kuru İğne ims Tedavisi ilaçsız ve Ameliyatsız Tedavi

Düzenli olarak ilaçların kullanılmasına rağmen tedaviye yanıt vermeyen baş ağrılarılı hastalarda ilaç dışı tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir. Bu hastalarda kuru iğne tedavisi ilaçsız bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilir.

Kuru iğneleme, sıkı boyun kaslarında ve tetik noktalarında gerginliğini azaltır. Kuru iğnel tedavisinde amaç, kasları gevşetmek, kas uzunluklarını normale dönüştürmek ve sonuçta ağrıyı azaltmaktır.

Kuru iğneleme ile baş ağrınızın sıklığını ve şiddeti azalır. Örneğin, tüm gün boyunca baş ağrısını yaşarsanız, günde sadece birkaç saatliğine baş ağrısı çekmeye başlayabilirsiniz.

Birkaç seanstan sonra, kafanızda herhangi bir ağrı hissetmeyebilirsiniz. Boyun ve üst omurganız etrafında ihtiyaç duyduğunuz gerekli hareket aralığına sahip olduğunuzda, gelecekteki herhangi bir baş ağrısının oluşması engellenir.

Yaşadığınız baş ağrılarının kuru iğneleme ile tedavi edilip edilmeyeceği hakkında herhangi bir baş ağrısının oluşması engellenir. Yaşadığınız baş ağrılarının kuru iğneleme ile tedavi edilip edilmeyeceği hakkında herhangi bir sorunuz varsa, bizi arayınız.

Kuru İğne ims Tedavisi Boyun Fıtığı

Boyun fıtığı tedavisinde ilk olarak başvurulan yöntem, boyun kaslarını güçlendirerek omurgaya binen yükü hafifletmeye yönelik egzersizlerdir. Kısa süreli korselemeler kas spazmını asgariye indirerek disklere olan baskıyı azaltır. Bu egzersizler sayesinde fıtığın ilerlemesi durdurulabilir. Fıtık nedeniyle yaşanan akut ağrılarda ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar verilebilir. Sinir kökü irritasyonu varsa kısa süreli kortikosteroidler verilebilir.

Eğer ağrılar ilaç tedavisi ile azalmıyorsa ve boyun hareketleri kısıtlanmaya devam ediyorsa fizik tedavi seçeneği yöntemleri gözönünde bulundurulur. Paravertebral kas spazmını çözmede ve kas kısalığını gidermede seanslar halinde yapılan İMS (kuru iğne tedavisi) çok başarılıdır. Ligament ve tendonların güçlendirilmesi için proloterapi ve PRP uygulamaları faydalıdır. Nadir de olsa cerrahi müdahale yöntemlerine (boyun fıtığı ameliyatı)başvurmak gerekebilir.

Kuru İğne ims Tedavisi Bel Fıtığı

Bel fıtığı hastalığının tedavisinde cerrahi yöntemin (ameliyat) gerekip gerekmediğine bakılır. Bel fıtığı rahatsızlığında hastaların büyük çoğunluğu cerrahi olmayan (ameliyatsız) yöntemlerle tedavi edilebilir.

Bel ağrıları ve bel fıtığı için uygulanan ameliyatsız tedavi yöntemleri ; ilaç tedavisi, istirahat, fizik tedavi, diğer tamamlayıcı tıbbi yöntemler (kuru iğne tedavisi, proloterapi vb) dir.

Bütün hastalara bel koruma prensipleri ve hastalığın aşamasına göre egzersizler gösterilmelidir. Hastaların büyük çoğunluğunda 4-6 hafta içinde iyileşme sağlanır. Yapılan bütün tedavilere rağmen kronik ağrılı hasta oranı oldukça yüksektir.

Kuru İğnele ims Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?

Kuru İğne Tedavisi (ims tedavisi) 12-15 yaş üzeri kişilere uygulanabilir. Kanamaya neden olmaz,dolayısıyla, kan görmekten ürken hastalar açısından da uygun bir yöntemdir.

Kuru İğne ims Tedavisi sgk Karşılıyor mu ?

Kuru İğne Tedavisini SGK Karşılamıyor, bu tedavi henüz geri ödeme kurumlarının ödeme listelerinde değildir.

Kuru İğne ims Tedavisi Seans  Ücretleri ?

Kuru İğne Tedavisi Fiyatları Ücretleri Ağrının Yerine Türüne Göre Değişmektedir. Uygulanacak Yerler Farklılık Gösterdiğinden Bizler ile Buraya Tıklayarak İletişim Kurarak Bir Fiyat Alabilirsiniz.

Kuru İğne ims ve Nöropatik Ağrı ?

Kuru İğne tedavisi IMS  ve Nöropatik Ağrı ,İMS ya da intramusküler stimülasyon, myofasial olarak kilitlenmiş derin adalelerdeki kontraktür ve kısalmayı tedavi etmek için kullanılır. Kasların sağlıklı kalmaları için hareket etmeleri gerekir. Bir kasa gelen sinir herhangi bir sebeple (fıtık, kireçlenme, travma, whiplash) zedelenmişse (nöropati) o sinirin hareket ettirdiği kas yeterli güç üretemez, kısalır, kalınlaşır ve beslenmesi bozulur. Nöropatik kaslar (sinirleri zedelenmiş kaslar) normal fonksiyonlarını güçlükle yaptıkları için kaslar arasında bir dengesizlik oluşur.

Kısalmış kas aynı zamanda kalınlaşmış ve gücünü kaybetmiş kastır. Kaslardaki kısalma ve kalınlaşma sinirleri sıkıştırarak sinirlerin daha da zedelenmesine sebep olur. Bu durumda bir kısır döngü oluşur. Bu kasların  kuru iğne İMS ile tedavi edilmesi kısır döngüyü kırar. Kaslardaki kısalık gider, kas daha iyi hareket eder ve daha fazla güç üretir; ve sonuçta sinirdeki irritasyon azalır.

Kuru İğne ims bütün bunları nasıl durdurur?

Kronik kas iskelet sistemi bozuklukları ve bu bozukluklara bağlı ağrıların tedavisinde kuru iğne tedavisinin oldukça etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Online Randevu Alabilirsiniz. Tıklayınız...

İLETİŞİM BİLGİLERİ

Eğitim Mah. Poyraz Sk. Sadıkoğlu4 İş Merkezi Kat 3/39 (Kadıköy Evlendirme Dairesi Karşısı) 34722 KADIKÖY / İSTANBUL

0216 3601877

0216 3602750

0530 3437499

Sağlıklı günler dileriz...

Diğer Faaliyet Alanlarımız

Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi

Kadıköy Ağrı Merkezi

Ağrı, hayatı maalesef olumsuz yönde etkileyen en önemli faktördür. Sizler de ameliyatsız ve ilaçsız ağrılarınızdan kurtulmak için bizlere ulaşınız. 
Başlayalım!
Hemen Ara
Yol Tarifi
Randevu Al
check-square-ophone-squaremap-signs linkedin facebook pinterest youtube rss twitter instagram facebook-blank rss-blank linkedin-blank pinterest youtube twitter instagram