İçerik
Omuz ağrısı bel ve boyun ağrılarından sonra 3. sıklıkta görülen ağrı sendromlarıdır. Omuz ağrısı özellikle kolunu kullanarak çalışan kişilerde doktora başvurma nedenleri arasında ilk sıralarda yer alır.
Ayrıca masa başında çalışanlarda, bilgisayar kullananlarda, ev hanımlarında sık görülür. Bebek bakan, emziren annelerde de sık görülen bir durumdur. Sırttaki kamburluk omuz ağrısı riskini artırır.
Omuz ağrısının sık görülmesinin en önemli nedenlerinden biri omuz ekleminin insan vücudunun en hareketli ve en karmaşık eklemi olmasıdır. Omuz eklemi köprücük, kürek ve kol kemiği sayesinde oluşturulur.
Eklemin sağlam bir yapısının olmasında bu kemik yapıların çok fazla katkısı olmaz; eklemin bütünlüğünü eklem etrafındaki yumuşak dokular sağlarlar. Bu durum omuzda yumuşak doku lezyonlarının sık görülmesine neden olur. Omuz ekleminin etrafındaki yumuşak dokular kapsül, ligament, tendon, bursa ve kaslardan oluşmaktadır.
Omuz eklemini çevreleyen kapsül dediğimiz bir eklem kılıfı bulunur. Kapsülde yapışıklığa neden olan durumlarda donuk omuz hastalığı ile karşı karşıya kalırız. Bu kapsülün üzerinde ligaman dediğimiz eklemini oluşturan kemikleri birbirine bağlayan bağlar vardır.
Bu bağlarda ki aşırı zorlanma veya gevşeklik sonucu omuz ekleminin çıkık ve yarı çıkıkları oluşur. Bu bağların üzerinde de omuz eklemini hareket ettiren kasların tendonları bulunur. Bu tendonları omuzu hareket ettiren kasların kemiğe tutunmasını sağlayan kirişler olarak izah edebiliriz.
Omuzu çevreleyen döndürücü manşet (rotator kaf) denilen 4 önemli tendon vardır. Bu tendonlarda yırtık, aşınma, pörsüme sık görülür ve omuz ağrısının en önemli sebepleridir.
Vücudumuzun en hareketli eklemi olan omuz ekleminin daha rahat hareket etmesini sağlayan subakromiyal bursa dediğimiz vücudun en büyük keseciklerinden biri bulunur.
Bu yapı da iltihaplı romatizmalarda, omuzu kötü kullandığımız durumlarda iltihaplanarak sorunlara sebep olabilir. Bu bursanın da üzerinde omuzumuzun şeklini veren en güçlü kaslardan biri olan deltoid kası bulunur.
En sık karşılaştığımız omuzun kendi yapılarından kaynaklanan omuz ağrılarıdır. En başta omuzun tendonlarını ilgilendiren sıkışma sendromu diye tanımladığımız patoloji gelmektedir.
Donuk omuz, tendonlara kireç birikimi ile oluşan kalsifik tendinitler, omuz gevşekliği ya da omuzun yarı çıkıkları, miyofasyal ağrı sendromu denilen omuzun çevresindeki kaslara bağlı zorlanma ağrıları en sık görülen problemlerdir.
Boyundan çıkıp omuzu sinirlendiren, omuz çevresi kasların sinirlerinin hasarına bağlı olarak da omuz ağrıları görülebilir ve omuzda kuvvetsizlik, zayıflık daha ön plandadır. Boyun fıtıkları, kireçlenmeler bu tip ağrıların en yaygın sebepleridir.
Daha az karşılaştığımız nedenler ise omuz dışı yapılardan kaynaklanan ağrılardır. İltihaplı romatizmaların çoğu omuzu etkilemektedir.
Akciğerin üst bölgesinin kanserleri, karaciğer, safra kesesi, dalak problemleri bile omuz ağrısı ile karşımıza çıkabilmektedir. Boyun fıtıklarının omuza yayılan ağrı yapar.
En çok görülen omuz ağrısı nedeni sıkışma sendromudur. Sıkışma sendromu, kolumuzu kaldırmamızı sağlayan kasların tendonlarının ve bu bölgedeki bursanın (kesenin) omuzu oluşturan kemik yapılar arasında sıkışması sonucunda görülür.
Elini yukarda kullanan mesleklerde, ev kadınlarında, yüzme ve voleybol gibi spor yapan sporcularda daha sık görülmektedir. Sonuç olarak bu problem omuzu kötü kullanma veya aşırı kullanma hastalığıdır.
Bu sendromun önemi gerekli tedavi yapılmaz ve önlemler alınmazsa tendonlarının tamamıyla yırtılmasıyla sonuçlanabileceğidir. Çok sık görülen ve tedavisi nispeten kolay olan bir durumdur.
Yakınmalar sıklıkla omuzun ve kolun kullanılması sonucu ortaya çıkar. Zamanla ağrı devamlı olmaya başlar. Özellikle geceleri hastayı uyutmayan bir ağrı vardır. Hastanın giyinme soyunma gibi günlük yaşam aktivitelerini etkileyecek bir ağrıdır.
Sıkışma sendromunun tanısı sadece hekimin klinik değerlendirmesi sonucu konulur . MR ve ultrason teşhis konulmasında yardımcıdır.
Tedavisinde dinlendirilmesi, zorlayıcı hareketlerden kaçınılması en önemlidir. Bir süre süre elin baş üzerinde kullanılması önlenmeli, bu tür aktiviteler kısıtlanmalıdır.
FTR yöntemleri, egzersizler, basit analjezik ve antienflamatuar ilaçlar, bursit varsa sterod enjeksiyonları, omuz çevresi kaslara İMS uygulamaları çoğu hasta için yeterlidir.
Donuk omuz eklem kapsülünün daralması sonucu kolun hareketlerinin ileri derecede kısıtlanması sonucu ortaya çıkan klinik bir tablodur. Tam olarak nedeni bilinmemektedir Omuz ekleminin iyi tedavi edilmemiş rahatsızlıkları sonrası veya kendiliğinden de oluşabilir. Şeker hastalarında daha sık görülmektedir.
Donuk omuz 2-3 yıl sürebilen bir hastalıktır. Üç dönemi vardır. Birincisi ağrılı dönemdir ve 1 yıl kadar sürebilir. Bu dönem diğer omuz ve boyun problemleri ile çok sık karışabilen bir dönemdir.
İkinci dönem ise omuzun tam olarak donduğu dönemdir. Ağrı azalır fakat hasta günlük yaşam aktivitelerini yapamayacak derecede omuz hareketleri kısıtlanır. Üçüncü dönem ise çözülme dönemidir.
Çok çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Ancak donuk omuzun tedavisinde en önemli konu hastanın hastalığının uzun süreceğini bilmesidir. Her dönem tedavisi farklılık gösterir.
İlk dönem ağrıyla mücadele edilir. İkinci dönemde ise fizik tedavi eşliğinde germe egzersizlerinin yapılması en önemli tedavi yöntemidir.
Omuzda şiddetli ağrıya yol açan bir hastalıktır. Bilinmeyen bir nedenle yumuşak dokuda kalsiyum birikimi diye izah edebileceğimiz tendon üzerinde kristallerin çökmesi ile oluşan bir durumdur. Omuz ağrısı zorlayıcı bir aktivite sonrası ani ve şiddetli bir şekilde başlar.
Genellikle basit röntgen filmlerinde görülebilir. Şiddetli ağrının olduğu dönemde ilaç tedavisinin yanı sıra buz uygulaması ve kalsifik lezyona yapılacak enjeksiyon uygulamaları çok önemli yer tutar. Kronik olgularda fizik tedavi programları uygulanır.
Eğer bir omuzda herhangi bir travma olmadan tekrarlayan çıkıklar olmaktaysa bu hastalar çıkığın yönüne göre uygun kasların kuvvetlendirmesini içeren fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarından çok fayda görürler.
Düşme gibi büyük bir travma sonrası omuzu çıkmış daha sonra tekrarlayan çıkılar oluşan hastalarda ise ilk planda cerrahi girişim düşünülmelidir.
Omuz ağrısı olan genç hastalarda ve sporcularda ilk olarak düşünülmesi gereken problem omuzda bağların gevşekliğine bağlı instabilite dediğimiz çıkmaya eğilimli olma durumudur.
Omuz ekleminde diz eklemi kadar osteoartrit fazla görülmez. Ancak omuz ekleminin komponentlerinden biri olan akromioklaviküler eklemde osteoartrit sık görülür ancak genellikle ağrıya sebep olmaz.
Eklem kıkırdağının aşınması ile oluşan bu hastalık gelişti ise fizik tedavi uygulamaları çok önem kazanır. Protez uygulamalarının daha geç yapılmasına olanak sağlar.
Sağlıklı günler dileriz...
Diğer Faaliyet Alanlarımız
Yaşlı Bakımevi , Rehabilitasyon Merkezi ve Fizik Tedavi , Kuru İğne Tedavisi